11 Ekim 2009 Pazar

RADİKAL YAPISALCILIK


Radikal Yapısalcılık bilgi ve bilme problemine alışılmadık bir yaklaşımdır.  Bilginin nasıl tanımlanırsa tanımlansın bireylerin aklında olduğu ve düşünme konusunun kişinin kendi yaşantılarına dayanan bilgisini yapılandırmaktan başka alternatifinin olmadığı varsayımından yola çıkar. Yaşantılarımızdan ne anladığımız sadece bilinçli olarak yaşadığımız dünyayı oluşturur. Bu dünya; nesne, kendi, diğerleri vb. gibi türlerle sınıflandırılabilir. Ancak, tüm yaşantılar temelde özneldir ve kendi yaşantımın sizinkinden farklı olmadığına dair nedenler bulsam da, aynı olduğunu bilmemin hiçbir yolu yoktur. Dil deneyimi ve yorumlaması bunun istisnası değildir.”
  
Ernst von Glasersfeld: ‘Growing Up Constructivist’, in, ‘Radical Constructivism - A Way of Knowing and Learning’.  Sayfa 1

RADİKAL YAPISALCILIK
'Radikal Yapısalcılık' (bknz. Fischer 1995) felsefe ve sosyoloji biliminde daha geniş kapsamlı ‘yapısalcılık’ hareketinin bir parçasıdır (Schwandt 1994). Kurucusu ve en dikkat çeken yandaşı Amerikalı psikolog Ernst von Glasersfeld’dir (e.g. 1987a; 1991; 1992a; 1995). Takipçileri ve eleştirel destekçileri Gebhard Rusch (1987; 1990), Siegfried Schmidt (1987) and Niklas Luhmann’dır (1992; 1993). Glasersfeld düşünce sistemi büyük oranda disiplinler arası bir düşünce sistemidir ancak güdümbilimin (sibernetik) içgörülerinin yanı sıra, örneğin bağımsız sistemlerin incelenmesi, esas olarak Fransız psikolog Jean Piaget’nin çalışmalarının üzerine inşa edilmiştir (Glasersfeld 1994; Portele 1994). Piaget'nin çocukların bilişsel gelişimi üzerine yaptığı çalışmalar sıklıkla şu sonuca yol açmıştır: “Zekâ kendini organize ederek dünyayı organize eder” (Piaget 1937: 311). Bu, bilginin insan beyninin kendi kendine organize olan bilişsel süreç olduğu; ‘gerçek’ dünyanın ‘doğru’ imgesini değil yaşandığı gibi dünyanın tutarlı organizasyonunu hedef aldığı anlamına gelmektedir. Benzer bir şekilde güdümbilim sürekli olarak tekrarlananla, örneğin dairesel gözlemleme ve öğrenme süreçleri ile tamamen teknik bir bakış açısı ile ilgilenir. Kendi kendini yöneten araçlar sadece geri dönüt yoluyla algıladıklarını bilirler. ‘İkinci sıra güdümbilim’  (Heinz von Foerster) karşılık olarak bu sistemlerin nasıl gözlemleme yaptığını gözlemler ve bu dönüşlü hareketle çalışma alanındaki hâlihazırdaki gözlemleyiciyi içerir. Radikal Yapısalcılık, kendi prosedürlerini göz önüne alacak olursak, ‘ikinci sıra bilgi’dir.
Radikal Yapısalcılık iki ana iddiayı öne sürer (Glasersfeld 1989: 162):
"(a) bilgi pasif olarak alınmaz ancak biliş ögesi tarafından aktif olarak inşa edilir;
(b) bilişin işlevi uyumsaldır ve varlıkbilim gerçeğinin keşfine değil deneysel dünyanın organizasyonuna hizmet eder.”
Radikal Yapısalcılığın farklı yapılandırılmış bilgilerin kademeli olarak bir noktada birleştiğini ve en sonunda ‘gerçek dünyayı’ temsil eden tek bir bilgi sisteminin içine girdiğini önermemesi ile Darwin’in evrim bilgi kuramından farklılık gösterdiğini kaydetmekte fayda vardır. Radikal Yapısalcılar tüm bilginin keşfedilmekten çok yapılandırıldığını ve bilginin, eğer yansıtıyorsa, ne dereceye kadar ‘varlıkbilim’ gerçeğini yansıttığını söylemenin imkânsız (ve bunu bilmenin oldukça gereksiz) olduğunu iddia etmekteler. Bu, böyle bir varlıkbilim gerçeğini reddetmek değil, bilginin varlıkbilim gerçeğiyle alakalı olduğunu reddetmektir.   Hem varlıkbilim hem de bilgi kuramı bu nedenle bilim adamları ve diğer bilgi üreticileri için alakasız ve konu edilemez hale gelmiştir. Radikal Yapısalcılığın “metafizik olmadan bilme” (Glasersfeld 1991) veya  'öte bilgi kuramı' (Glasersfeld 1992b: 20) ile ilgilendiği söylenmektedir. Niklas Luhmann benzer bir bağlamda konuşmaktadır De-ontologisierung der Realität (1993: 37). Ancak bu tam bir görecelik veya ‘her şey gider’ ifadesini ima etmez (Luhmann 1992: 177). Radikal Yapısalcıların tüm iddiası bilginin varlıkbilimsel veya metafiziksel gerçeğin temsiline göre değerlendirilemeyeceğidir. Yine de, başka kriterler vardır (bknz. Holtorf 1996).




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder